Sınıf Öğretmenleri İçin Ücretsiz Özgün Etkinlikler

BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR (BİLİM VE TEKNOLOJİ HAFTASI 8-14 MART)

 

GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİ

AÇILIŞ KONUŞMASI

 

Sayın Müdürüm, değerli öğretmenlerim ve sevgili arkadaşlar,

Hazırlamış olduğumuz Bilim ve Teknoloji Haftası kutlama programına hoş geldiniz.

Evrenin veya olayların bir bölümünü ele alıp, çeşitli metotlardan yararlanarak gerçeğe uygun bilgiler elde etmeye bilim denir. Bilim alanlarında elde ettiğimiz bilgilerin, uygulamaya konulmasına teknoloji denir. Örneğin, sesin iletilmesi fen bilimlerinin konusudur. Bu bilgilerden yararlanarak telgraf, telefon, radyo, televizyon, telsiz gibi araçların yapılması teknolojidir.

Bilim bütün insanları ortak düşüncede birleştirir. Bilime önem veren milletler, teknoloji alanında ileri giderek daha gelişir, modern ve rahat yaşam koşullarına erişir. Mutlu ve rahat yaşamak için cehaleti yok etmek gerekir. Cehalet ise ancak bilimsel çalışmalar ile ortadan kaldırılabilir. Bu nedenle bilim ve teknoloji her alanda esas alınmalı ve insan hayatına yön vermelidir.

İnsanoğlunun önüne her gün yeni bir buluşun ürünü sunulmaktadır. Bunları kullanmaya başlayan insanın yaşamı değişip gelişmektedir. Uydu teknolojisi, nükleer teknoloji dünyayı küçültmüştür. İletişim teknolojisinin gelişmesi ülkeler, kıtalar arası sınırları yok sayar gibidir. Hızla gelişen teknoloji ve bunun sonucu ortaya çıkan gereksinmeler bilgiyi ön plana çıkarmıştır. Artık bilgiler, haberler kıtalar arasında bile televizyon, bilgisayar vb. aracılığıyla ışık hızıyla dolaşmaktadır. Çağımızda bilgi alış verişi ve kullanımı çok önemli hâle gelmiştir. Bu çağa bilgi çağı denilmiştir. Bu çağı yakalayan, gereklerini yaşayan toplumlara da bilgi toplumu denilmektedir.

İnsanın yaşamını bu denli etkileyen, ufkunu açan, uygarlığı hızla geliştiren bilim ve teknolojinin önemi üzerinde durmak için okullarda her yıl 8-14 Mart tarihleri arasında kalan hafta bilim ve teknoloji haftası olarak kutlanmaktadır.

 

ATATÜRK ‘ÜN AKILCILIK VE BİLİME VERDİĞİ ÖNEM

 

Atatürk sanat ve bilime önem veren bilimin yol göstericiliğine inanan bir önderdi. ‘Dünyada her şey için, yaşam için, başarı için en gösterici yol bilimdir, tekniktir. Bilim ve tekniğin dışında yol gösterici aramak aymazlıktır, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır.’ Diyen Atatürk ulusun çağdaş uygarlığa erişmek için bilim ve tekniğe önem verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

 

Baş Öğretmen Atatürk: ‘Yaşam de en gerçek yol gösterici bilimdir.’ Diyerek yaşamımızın her alanında bize gerçek rehberin bilim ve sanat olduğunu bildirmiştir.

 

‘ En büyük davamız, en uygar ve gönençli ulus olarak varlığımızı yükseltmektir. Bu yalnız kurumlarında değil düşüncelerinde devrimler yapmış olan büyük Türk ulusunun idealidir.’ Diyerek izleyeceğimiz uygarlık modunu göstermiştir. O, ulusumuzun uygar ve çağdaş bir ulus olmasına çalışırken bunun gerçekleşmesi için bilim ve tekniğin gerekli olduğunu vurgular.

 

Akıl ve bilim birbirini bütünler biri olmadan diğerinden söz edilemez. Bilim ve teknoloji aklın ürünüdür bilimsel gelişmelerin yaygınlaşması aklın ön plana çıkmasını sağlar akılcılık ve bilim ulusların yaşamını kolaylaştırır.

 

Bilim ulusların ve bireylerin ekonomik, teknolojik yaşamlarının yanı sıra sosyal bilimlerde, güzel sanatlarda da yaşamlarını etkiler, güzelleştirir. Mutlu bir yaşam sürdürmek istersek bilimin yol göstericiliğine güven duymalıyız.  

 

 ————————————————————————————————————————– 

SOBA

Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.

Kimyacı:
-Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış.

Fizikçi:
-Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş.

Jeolog:
-Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış.

Matematikçi:
-Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış.

Antropolog:
– Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş.

Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar.

 

Adam cevap verir:
– Boru yetmedi beyim!

 


 

BİLİM VE TEKNOLOJİNİN İNSAN HAYATINDAKİ YERİ VE ÖNEMİ

20. yüzyıl bilim ve teknolojinin gelişmesinde altın çağını yakalamış, insan hayatında vazgeçilmez bir rahatlık sağlamıştır. Bilim hiçbir zaman durağanlık göstermemekle birlikte bilimin sınırları genişlerken; dünyanın sanıldığı kadar büyük olmadığı gerçeği ortaya çıkmıştır.

Günümüzde bilim olağanca hızıyla ilerlemekle birlikte, insan hayatının olmazsa olmazları arasına girmeyi başarmıştır. Bilimin sonucu olarak ortaya çıkan teknoloji hayatımızı her alanda kolaylaştırmayı başarmıştır. “Bilimle Teknoloji arasında tabi bir döngüsel bir ilişki vardır; bilimsel çalışmalar uygulamaya elverişli bilgi üreterek teknolojik gelişmeye yol açarken, teknolojik gelişmeler de bilimsel araştırmanın daha uygun şartlarda yapılmasını sağlayarak bilimsel gelişmeyi hızlandırmaktadır. Yeniçağ başlarından itibaren belirginleşmeye başlayan bilimle teknoloji arasındaki bu ilişki mahiyet değiştirmeden günümüze kadar devam etmiştir. Ancak 1950’li yıllardan itibaren kullanılmaya başlayan elektronik bilgisayarlarla birlikte bilim-teknoloji ilişkisi arasındaki döngü giderek daha kısa sürede tamamlanır olmuştur. Bilgisayarlar her gün biraz daha güçlenirken, güçlü bilgisayarlar sadece mevcut araştırmaları hızlandırmakla kalmamakta, önceden imkânsız olanı mümkün kılarak yeni bildi alanları ortaya çıkarmaktadır. Bilgimizin sınırları genişlerken mesafeler küçülmektedir. Bunun tabii bir sonucu günümüz toplumlarında yaşanan hızlı sosyal ve kültürel değişmedir” (Acun,2004,Internet I).Rönesans ve Reformla birlikte bilimdeki gelişmelerin temelleri atılmış, bilgisayar gelişmeyi engellemeye çalışan tüm olumsuzluklarda ortadan kalkmıştır. (Kilise ve dinin etkisi gibi) insanlar tanrı bilimsel gerçeklerden sıyrılıp, içinde yaşadıkları dünyayı ve bu dünya ile ilgili sorunları keşfetmişlerdir. Bu gibi gelişmelerin sonucunda da bilimsel gelişmeler başlayıp zamanla hız kazanmıştır (Mc. Neill, 1989) .

Bilim ve teknolojinin ortaya çıktığı tarihten itibaren insanlar içinde yaşadıkları dünya ile yetinmemişlerdir. Uzayı merak etmişler, uzayın sırlarını çözmek amacıyla gizemli bir yolculuk, sistemli bir çalışma içerisine girmişlerdir. Sıvı yakıtlı motorların bulunması ile uçaklar ulaşım aracı olarak kullanılmaya başlanmış, insanlara uzak gibi görünen mesafeler artık ortadan kalkmıştır. Bunun sonucunda insanların uzaya gitme isteği iyice artmıştır (Mc.Neill,1989). Uzayı tanımlayacak olursak; güneşi, gezegenleri, uyduları, yıldızları, sayısız galaksiyi içine alan sonsuz bir boşluktur. Bu sınırsız boşluk içerisinde bulunan gök cisimlerin her bir dünya yüzeyindeki toz parçacıkları kadardır. İlk çağ filozoflarından başlayarak bir çok bilim adamı uzayı tanımlama çabası içerisine girmişlerdir. Örneğin, Galile’nin gök bilimleri ile ilgili çalışmaları olmuştur. Teleskop ile gözlemler yapmış, şu anki bilim adamlarımızın bile sonucuna ulaşamadıkları bir araştırma çizgisini başlatmıştır. Kepler ise gezegenlerin yörüngeleri üzerine çalışmalar yapmış, elips şeklinde hareketleri saptamayı başarmıştır (Mc. Neill, 1989).

19. yüzyılda çok hızlı uçan uçaklar ve buna takip roketler yapılmıştır. Bu roketler sayesinde aya gidilebileceği fikri ortaya atılmıştır. Böylece gelişmiş ülkeler arasında bir yarış başlamıştır. Artık insanların aklında tek bir soru vardır. O da, “insanlarda uzaya gide bilir mi, eğer giderse yaşayabilir mi?” idi. Bunun üzerine Alman bilim adamları araştırma yapmaya başladı ve araştırma sonucu olumluydu. Tek sorun uzayda yaşamın sürüp sürmeyeceği idi (Kurtuluş, 1995).

Uzayda yaşamın sürüp sürmeyeceğinde temel üç sözcük vardı: atmosfer, radyasyon ve yer çekimi. Bunlardan en önemlisi insanların yaşamını sürdürmesi için mutlaka gerekli olan atmosferdir. Solunumun düzenli olması için de bu Atmosfer için de bulunan gazların doğru miktarda olması gerekir. Uygun atmosfer şartları sağlandıktan sonra radyasyon yalıtımının yapılması gerekir. Uzayda bir de yer çekimi sorunuyla karşılaşılır. Dünya’dan uzaklaştıkça yer çekimi azalır. Bu önlemler alındıktan sonra yolculuk yapılmalıdır (Kurtuluş, 1995).1935 yılında Ruslar uzaya gönderilecek olan roketin çalışmalarına başlamışlar ve bu çalışmalar 1957 yılında tamamlanmıştır. 1957 yılında Sputnik 1 uzay aracı, Ruslar tarafından dünya yörüngesine yerleştirildi. Böylece “ uzay çağı” başladı (Ercan, ve diğerleri, 1999).

“NASA ‘nın aya yolculuk planlarının başlangıcı Başkan John F. Kenndy nin 25 Mayıs 1961 ‘de Kongredeki bir özel oturumda yaptığı konuşmaya dayanıyordu. “önümüzdeki on yıl içinde bir adamın aya gitmeyi ve dünyaya dönmeyi başaracağına inanıyorum” . Soğuk savaş döneminde uzay çalışmaları konusunda da Sovyetler Birliği ile yarışan Amerika, uzay harcamaları için büyük bütçeler ayırıyordu.Aya gönderilecek uzay aracı için çalışmalar uzun bir süre devam etti. Bu çalışmalar sırasında yapılan test uçuşlarından birinde NASA üç astronotunu kaybetti.

Sonunda 16 Temmuz 1969 ‘da Neill Armstrong, Edwın Aldrin Jr ve Michael Collins adlı üç astronotu taşıyan Apollo 11 tarihe geçecek ay yolculuğuna çıktı. Apollo 11 , 19 Temmuzda ay yörüngesine girdi. Ertesi gün uzay aracından ayrılan “Kartal (Eagle)” adlı modül ay yüzeyine başarıyla indi ve Armstrong aya ayak basan ilk insan olarak tarihe geçti Armstrog ‘un ardından Edwın Aldrın de yüzeye indi. Ay toprağından örnekler alan, bazı bilimsel deneyler yapan ve Amerikan bayrağını aya diken iki astronot görevlerini başarı ile tamamlayarak dünyaya döndüler” (Yahya, 2004, İnternet II).
Armstrong, insanlığın uzun zamandır üzerinde çalıştığı efsanevi yolculuğu başarı ile tamamlayarak aya ulaştı. Armstrong, hem ay yüzeyine attığı ilk adım ile hem de o adımı atarken sarf ettiği sözler ile tarihe geçti: bu, bir insan için küçük ama insanlık için büyük bir adım” (Yahya.2004,İnternet II).Uzayın keşfi ile birlikte insanoğlunun hayatında önemli değişiklikler oldu. Bu değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz:

a) Uzay bilimi demek olan astronomi sadece gözlemlere dayalı iken deneysel bir bilim haline geldi.
b) Güneş, gezegenler ve diğer gök cisimleri hakkında daha gerçekçi bilgiler elde edildi.
c) Uzaydan çekilen uydu fotoğrafları ile dünyanın gerçek boyutları ölçüldü.
d) Uydu fotoğraflarından yararlanılarak meteorolojide hava tahminleri doğru olarak yapılmaya başlandı.
e) İletişim ve ulaşım teknolojilerinde büyük gelişme ve kolaylıklar sağlandı”(Ercan ve diğerleri,1999,s:58-60).

Bizimde uzayda TÜRKSAT adını verdiğimiz bir uzay aracımız bulunmaktadır. Bu sayede uzayın tüm olanaklarından yararlanmaktayız ve kolayca haberleşmekteyiz. İletişim kurmanın en kolay yolu konuşmaktan geçer bir de karşımızdaki insanlara duygularımızı ve isteklerimizi anlatmanın diğer bir yolu da el-kol hareketleridir. Fakat bunların dışında da haberleşme yolları vardır: eski çağlarda duman ile atlı elçiler ile ve güvercinler… gb. Karadeniz bölgesinde bulunan köylerimizin bazılarında yer şekillerinin de etkisi ile dağınık yerleşme görülür evler arasındaki mesafe uzak olduğu için insanlar ıslıklar ile iletişim kurarlar. Her ıslık tonu başka bir anlam ifade eder.
İnsanların uzaktan haberleşmesine imkan veren teknik araçlar Fransız devriminden hemen sonra optik telgrafın bulunması ile gelişim sürecine girdi (Thema Larousse Tematik Ansiklopedi Bilim ve Teknoloji, 1993).1837 de elektrikli telgrafın bulunması ile “iletişim çağı” başlamış oldu (Ercan ve diğerleri,1999).

Telefon 1876 yılında Graham Benn tarafından bulundu. İnsan sesini iletimini önce ülke içerisinde daha sonrada ülkeler arasında yayılmasına imkan verdi. Bu yenilik bir çok kaygıyı da beraberinde getirdi. ABD de benimsendi ve daha sonra ülkeler arasında yayılmaya başladı. 19.yüzyılda etkileşim ağları kurulmaya, insanlar arasındaki etkileşim gelişmeye başladı (Thema Larousse Tematik Ansiklopedi Bilim ve Teknoloji, 1993).
20. yüzyılda ise kitlesel yayın teknikleri ortaya çıktı. Birinci Dünya Savaşından sonra radyo, İkinci Dünya Savaşından sonra Televizyon hayatımıza girdi (Thema Larousse Tematik Ansiklopedi Bilim ve Teknoloji, 1993).Düzenli Tv. Yayınları 31 Ocak 1968 günü gerçekleşmiştir. İnsanlara hem faydalı hem de zararlı yönleri olmuştur.

Faydaları:

  1. a) Ufkumuzu genişletmiş, bakış açımızı değiştirmiştir.
    b) Eğitim yönünden önemlidir. Öğrenciler eğitici programlardan yararlanmıştır.
    c) Tv. Çok çeşitli bir eğlence aracıdır. İnsanların bir çok ihtiyacını bir arada gerçekleştirir.

    Zararları:
    Son on yılda Tv’ de izlenen programlar nedeni ile işlenen suçlar artmıştır. Özellikle çocuklar üzerinde etkili olan haydut, dolandırıcı, nedeni ile çocuklarımızın geleceği tehlikeye girmiştir (Korur, 1978).Tarihte ilk ses kaydı 1877 yılında Thomas Edison tarafından yapılmıştır. Son 20 yılda yaşanan gelişme ise gerek ses kalitesinde gerekse şiddet ve kayıt sisteminde mükemmeli yakalamayı hedeflemektedir” (Yahya, İnternet II).İnsanlar aralarındaki mesafe ne kadar uzak olursa olsun birbiriyle kolayca iletişim kurmaktadır. Örneğin Türkiye’den telefon ile dünyanın herhangi bir yerindeki kişi ile bize çok yakınmış gibi konuşabiliriz (Arkın Oxford Gençlik Ansiklopedisi, 1992).

    yüzyıldaki en büyük gelişme hiç kuşkusuz bilgisayar teknolojisinde yaşanmıştır. Internet ağının kurulması sonucunda bilgisayar ve Internet; evimize, işyerimize hatta günlük hayatımıza girmeyi başarmıştır. Bilgisayar teknolojisi beraberinde çok büyük yenilikler ve kolaylıklar getirmiştir. Örneğin, bilgisayar hayatımıza girmeden önce para yatırma işlemleri için saatlerce sıra beklerken bilgisayarın hayatımıza girmesi ile birlikte işlemlerimizi kısa sürede halledebilmekteyiz.

    Biliyoruz ki bu teknoloji burada kalmayacak insanlar yaşadığı sürece teknolojide ilerleyecektir. Şu an bize hayal gibi gelen çoğu araçlar hayatımıza girecek ve hayatımızı kolaylaştırmaya devam edecektir.

 ———————————————————————————————————————————-

 

BİLİM ÜZERİNE SÖYLENMİŞ GÜZEL SÖZLER

*Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.

 

*Bilenle bilmeyen bir olmaz.

 

*Ha okulsuz köy, ha susuz çeşme

 

*Kalem kılıçtan keskindir.

*Dünya bir okuldur. Doğumdan ölüme durmadan öğrenelim.

 

*Sadece bir iyi vardır, bilgi ve sadece bir kötü vardır, cehalet.

 

*Düşünüyorum, öyleyse varım.

 

*İki şey dünyaya hükmeder; biri kılıç, diğeri düşünce. Kılıç, eninde sonunda düşünceye yenilir.

 

*Bildiğim bir şey varsa, o da hiçbir şey bilmediğimdir.

 

*Dünyada her şey için, uygarlık için, yaşam için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fen haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, delalettir


 

BİLİM ve TEKNOLOJİ

Her doğal olayda, insan ürpermiş,

Bütün dikkatini, onlara vermiş;
Aylarca, yıllarca; hep irdelemiş
Bulduğu sonuçtan, bilgi derlemiş.

Bilgiler, zamanla Bilim olmuşlar,
Bütün insanlığa, ışık tutmuşlar;
Her kuşak, kendinden, bir şey katmışlar
Uygarlığa, sağlam temel atmışlar.

Teknoloji, ilmin, hizmet aracı,
Zamandan kazanır, her kullanıcı;
Doğru kullananın, başının tacı
Hedefe varmanın, teknik ilacı.

Yeni kuşaklara, tez öğretelim,
BİLGİ ÇAĞI dayız, bunu bilelim;

Aziz yurdumuzu,hep yüceltelim
Çağdaş uygarlığa,tez erişelim..


 

İLİM ÖĞREN, BİLİM ÖĞREN

 

Dünyaya bir bakıp gören

İlim öğren, bilim öğren

Cehaleti yıkıp, süren

İlim öğren, bilim öğren

 

Öğrenci ol, öğretmen ol

Eğitim al, bilgiler dol

Topluma sun doğru bir yol

İlim öğren, bilim öğren

 

Yürü, çalış harıl harıl

İşlerine sıkı sarıl

Kimseye ne küs ne darıl

İlim öğren, bilim öğren

 

Çobanoğlu ilim gördü

Cehaleti çoktan sürdü

Bilgi ile fikir ördü

İlim öğren, bilim öğren


 

 

MERHABA BİLİM

 

Düşünenlerin düşüncesi olan,

Bilim ve kültüre benden merhaba!

Okuyup yazdıkça neşeyi bulan,

Bilim ve kültüre benden merhaba!

 

İşte benim sorum ile yanıtım,

Okuryazar düşüncemle kanıtım.

Kültür abidemiz kutsal anıtım.

Bilim ve kültüre benden merhaba!

 

Yaşayan varlığın varlık sayfası,

Düşünen insanın düşü sevdası,

Okuryazar insanlığın bankası,

Bilim ve kültüre benden merhaba!

 

Karanlık gecede ne dağlar aştık,

Nice renkli canlılarla buluştuk,

Okuryazar olduk senle buluştuk,

Bilim ve kültüre benden merhaba!

 

Duman olduk sardık yüce dağları,

Dost şerefim dosta giden yolları,

Canlılar arası aile bağları,

Bilim ve kültüre benden merhaba


CAHİL ADAM

 

Almış eline bir cep telefonu,

Arayıp duruyor onu, bunu.

Hiç düşünmüyor sonunu,

Fatura gelince anlıyor,

Kızıp etrafa saldırıyor.

 

Bu sefer konturlu telefon,

İstiyor babasından milyon,

Yine geliyor faturalı son,

Kontur çabuk bitince,

Küfrediyor gücü yettiğince.

 

Be adam! Kabahat kimde?

Niçin suç bulmazsın kendinde?

Bak, herkesin cebi yerinde,

Seninki kulaktan inmiyor,

Tabi ki, hesap yüklü geliyor.

 


 

CEP TELOFONU

 

Bilinçli kullanan için,

Sen bir harikasın.

Evde, dağda, bayırda

Canları kurtarırsın.

 

Bütün dostlarımızla,

Sanki bir aradayız.

Sen varken yanımızda,

Hiç kaygılanmayız.

 

En yararlı icatsın,

Çağımıza damga vuran.

Allah çok razı olsun,

Seni yapan kullardan.


 

 

UYGARLIK YOLUNDA

Geleceğimizi kurmak için
Geçmişi iyi bilmeli, okumalı
İnsanlığa hizmet ilke olmalı
Çalış sende uygarlık yolunda

Dünyadaki bütün yarışta
İleri olmalıyız gerçek ilimde
Yakışmaz geri kalmak bize
Çalış sende uygarlık yolunda

Hayatında Atatürk’ü rehber al
Bilimde, sanatta ve teknikte
Sanatta kendine bir yön bul
Çalış sende uygarlık yolunda

Tarımda, sanayide,ticarette
Turizmde ileri ulus olmalı
Girdiğimiz her medeni yarışta
Çalış sende uygarlık yolunda

Hiç durup dinlenmeden, yılmadan
İşinde doğruluk, erdem, özveriyle
Dünyadaki gelişmeleri takipte
Çalış sende uygarlık yolunda

Bilgi teknoloji çağında
Bilgi kuvvettir, hızla ilerle
Ulaşmak için çağdaş yaşama
Çalış sende uygarlık yolunda


 

BİLİM VE TEKNOLOJİ HAFTASI BOYAMA SAYFALARI ( İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIIZ)