• TARİH: 23.11.2024
Belirli Günler ve Haftalar ( GAZİLER GÜNÜ 19 EYLÜL )

Belirli Günler ve Haftalar ( GAZİLER GÜNÜ 19 EYLÜL )

 

 

 GAZİLER GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİ

(19 EYLÜL GAZİLER GÜNÜ)

Bu gün 19 Eylül GAZİLER Günü Bilindiği gibi, Muharip Gazi, harbe katılıp da, harpten sağ olarak dönen savaşmış kahramanlardır. Gazilik unvanı devlet tarafından verilir. En büyük Gazi, bu unvanı 19 Eylül 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kararı ile alan vatanın kurtarıcısı ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. 2002 senesinde çıkartılan yasa ile 19 Eylül günü Gaziler günü olarak kabul edilmiştir. Tarih boyunca hür ve bağımsız yaşamış Türk milleti işgal ve esarete alışık olmayan asil ve büyük bir millettir. Bu nedenle tarihinde bu uğurda çok savaş yapmış birçok insanını şehit ve gazi vermiştir.
I.Dünya savaşından sonra cennet vatanın topraklarını işgal eden işgal güçlerine karşı Mustafa Kemal’in önderliğinde Şerefli bir kurtuluş mücadelesi vermiştir. İşte bu Kurtuluş  Savaşı’nda batı cephesinde devam eden Kütahya-Eskişehir savaşlarında elde ettikleri başarıyı devam ettirerek, Türk ordusuna son darbeyi vurup Ankara’yı işgal etmeyi düşünen Yunanlılar 13 Ağustos 1921 de yeni bir saldırı başlattılar.23 Ağustos 1921 de başlayan ve 22 gün 22 gece süren Sakarya savaşında atından düşüp yaralanmasına rağmen cepheden ayrılmayıp üstün komutanlık, vatan ve millet sevgisini bir defa daha ortaya koyan Mustafa Kemal Paşaya 19 Eylül 1921 de TBMM tarafından Gazilik unvanı ile Mareşallik rütbesi verilmiştir. İşte bu büyük mücadele sonunda hepimizin bildiği gibi Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Ancak dün olduğu gibi bugünde düşmanlarımız gerek içten gerekse dıştan aziz vatanımızı parçalamaya, bağımsızlığımızı yok etmek istemektedirler. Dış düşmanlara ve onların içteki işbirlikçilerine karşı şerefle vatanını korumuş, mücadele etmiş ve Gazi olmuş tüm gazilerimizin gaziler gününü kutluyor, onlara saygı ve selamlarımızı sunuyoruz.

 

19 EYLÜL GAZİLER GÜNÜ

            Şair; “Bayrakları, bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” demiştir. Gerçekten de toprağı suyla yoğurursanız çamur, kanla yoğurursanız vatan olur. Vatanımızı bizlere kazandıranlar, bu toprakları vatan yapanlar, bu uğurda şehit ve gazi olanlardır. Türk ulusu olarak onlara minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.

Her Türk çocuğunu annesi ve ninesi, şehitlik ve gazilik ninnileriyle büyütmüş, askere giderken de : “Haydi oğlum, haydi git. Ya gazi ol, ya şehit.” diyerek uğurlamış, vatanı için feda etmekten çekinmemiştir.

Vatanımızın ve milletimizin varlığının devamını, bayrağımızın göklerde dalgalanmasını, özgürlüğümüzün korunmasını ve milletçe namusumuzla, şerefimizle yaşamamızı gazi ve şehitlerimize borçluyuz. Bütün bunlardan dolayı onlara saygı ve sevgi duyuyoruz.

Dinimiz vatan sevgisini, “ Vatan sevgisi, imandandır.” diyerek belirmiştir. Savaşta ölenler şehit, yaralananlar ise gazi unvanı ile onurlandırılmıştır. Türk ulusu için bu iki kavram da çok önemlidir. Manevi rütbelerin en yükseğidir.

Türk ulusunun şanlı tarihi, bizlere gurur veren, her zaman övündüğümüz eşsiz destanlar ve zaferlerle doludur. Gazilerimiz, bize bu zaferleri yaşatmışlardır. Vatanımızı ve milletimizi, Türk devletinin bölünmez bütünlüğünü korumak için her karışına kanlarını akıtmışlardır.

Savaşlarda destanlar yazarak tarihe altın harflerle geçmişlerdir. Şehit ve gazilerimizin hatırlarını yücelterek, onlara sahip çıkmalıyız. Böylelikle ulusumuzun gönlünde hakettikleri yeri alacaklardır. Bu davranış da Türk ulusunun vefa örneklerinin en yücesi olacaktır.

19 Eylül 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal’e mareşallik rütbesi ile gazilik unvanını vermiştir. Cumhuriyetimizin kuruluşundan günümüze kadar uzanan bu kutsal çizgide şehit ve gazilerimizin aziz hatıralarını anmak ve yüceltmek amacıyla 5 Eylül 2000 tarihinde, 19 Eylül gününün “Gaziler Günü” olarak kutlanmasına karar verilmiştir. 19 Eylül günü okullarımızda başta Atatürk olmak üzere bütün silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anarız. Onların Türk ulusunun ve vatanının bölünmez bütünlüğünü korumak amacıyla yaptıkları işlerle gururlanır ve coşarız. Bizler de vatanımız ve milletimiz için var gücümüzle çalışarak onlara lâyık olduğumuzu kanıtlamak isteriz.

 

 

                                           NEDEN GAZİLER GÜNÜ

        Türk tarihinde İslam öncesi ve sonrası şehitlik ve gazilik orunu vardır. Her Türk de bu orunlara kavuşmak için vatanı, milleti, bayrağı, milli marşı, soydaşları ve kutsal değerleri için savaşır. Çünkü milli hasletimizde olan bu duyguların, Türk Ulusu ve her bireyi için vazgeçilmez bir anlamı ve önemi vardır.

Türk Milleti bunun en güzel örneğini Atatürk’ün önderliğinde verilen “Kurtuluş Savaşı”nda yaşamıştır. “Ya istiklal, ya ölüm!” demiştir. Türk tarihi böylesine “kahramanlık günleri” ile doludur. Kahramanlık günlerini şehit ve gazilerimize borçluyuz. Destanlar yaratan şehit ve gaziler tek tek birer onur abidemizdir.

Vatanı uğruna ölümü göze almış kahraman Türk Ordusu, daha sonra dünya barışını korumak için görev almıştır.

1950–1953 yılları arasında barış için Kore’de savaşmıştır. 1974 yılında soydaşlarımızı yok olmaktan kurtarmak için, “Kıbrıs Barış Harekâtı’nı gerçekleştirmiştir. Yine Mehmetçik barışı korumak için, Bosna-Hersek, Somali ve Kosova’ya barış gücü olarak Birleşmiş Milletler kararıyla gitmiştir.

l. Dünya Savaşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nda Kore Savaşı’nda ve Kıbrıs Barış Harekatı’nda birçok askerimiz şehit oldu, bir kısmı da gazi olarak geri döndü. Devletimiz bir yasa ile şehit yakınlarına “Övünç Madalyası” vererek şehitlik maaşı bağlar. Yine gazilere de madalya ile aylık maaş verir ve tedavi, ulaşım gibi hizmetlerde ücretsiz olanaklar tanır. Türk ulusu için, “şehitler nurlanmış” ve “gaziler onurlanmış” şahıslar demektir. Bunların en başında da; Başkomutan, Gazi, Mareşal ve Ulusal önder Mustafa Kemal Atatürk gelmektedir.

Türkiye gazileri 19 Eylül 1983 tarihinde “Türkiye Muharip Gazileri Derneği” altında bütünleşmişlerdir.19 Eylül aynı zamanda Atatürk’e 1921 yılında Mareşallik rütbesi ile gazilik unvanının verildiği gündür. Bu nedenle, yurdumuzda her yıl 19 Eylül “Gaziler Günü” olarak kutlanmaktadır.

Aynı gün diğer bir deyimle “Kahramanlık Günü” olarak da kutlanmaktadır. Yerel kurtuluş günleri de gazilerimiz ve kahramanlarımız için birer anma günüdür. Şehitlerimizin ruhlarını huzurlu kılmamız için, savaş arkadaşları gazilerimizi hak ettikleri değeri vererek, onları her yerde ve her zaman onurlandırmalıyız.

 

GAZİLERDEN SELAM

       Bilindiği gibi, Muharip Gazi, harbe katılıp da, harpten sağ olarak dönen savaşmış kahramanlardır.
Gazilik unvanı devlet tarafından verilir. En büyük Gazi, bu unvanı 19 Eylül 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kararı ile alan vatanın kurtarıcısı ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. 2002 senesinde çıkartılan yasa ile 19 Eylül günü Gaziler günü olarak kabul edilmiştir. Pek kısa bir zaman sonra milletçe bu bayramı kutlayacağız. Gaziler bu vatan ve ulus için çarpışmış, bu yüzden de GAZİLİK unvanı ile onurlandırılmışlardır. Gazilik alınıp satılan, devredilen bir unvan olmayıp, ömür boyu taşınılacak bir değerdir.

Biz Gaziler bu unvanı alırken, süngünün ucunda, merminin vızıltısında, torpilin, torpidonun, bombanın dehşetinin içinde bulunduk. Sıkıntılı, korkulu günler geçirdik. Hep vatan dedik. Yüksünmedik. Zaman zaman korku sardı çevremizi. Sonra vatan geldi aklımıza… Korkularımızı sildik. Acı çektik, ulusumuz gözümüzün önüne geldi ve acılarımızı unuttuk. Hep vatan ama hep vatan dedik. “Helal olsun akan ve akacak kanlarımız vatana” dedik.
Kollarımız arasında şehit olan arkadaşlarımızı, astlarımızı, komutanlarımızı kucakladık. Zaman geldi şehitlerin açıkgözlerini ellerimizle kapattık. Kefen olduk. “Niye bende yanına gitmedim” diye gözyaşı döktük. Hiç pişmanlık duymadık ve pişmanda değiliz.
Sonunda gazamız mübarek oldu, uğrunda savaştığımız devlet, bizleri unvanların en asil ve en şereflisi ile onurlandırdı; “Siz artık bir ulusal değersiniz, siz Gazisiniz” dedi. Biz Gaziler şimdi bir ulusal değer olmanın gururu içindeyiz. Onurlu ve gururluyuz…
Zaman zaman Gazinin bir ulusal değer olduğunu çekemeyenler, onu küçümseyenler çıkmaktadır. Bunları kadirşinas Türk Milleti ile karıştırmıyor ve biliyoruz ki Türk Milleti tarih boyunca Gazisine ve şehidine sahip çıkmıştır.Kısaca Gazi, devletine saygılı, cumhuriyetimizin en büyük Gazisi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşayan temsilcisi, asil, vakarlı, ahlak ve fazilet sahibi, kendisine sahip çıkan devletine şükran borçlu, devlet düşmanları ile aynı safta olmayan, çevresi ile barışık, gazilik unvanına sarılarak kendisine menfaat sağlamayan, kimseye el açmayan, yalvarmayan, siyasi tercihini gazilik unvanı ile karıştırmayan Atatürk sevgisi, vatan ve ay yıldızlı bayrak sevgisi ile dolu olan bir ulusal değerdir

Tüm Gaziler adına sevgi ve saygılarımızı sunarız.

 

 

19 EYLÜL GAZİLER GÜNÜ İLE İLGİ ŞİİRLER

                SES
Verdi ana, baba canını,
Gökler: “Daha da ver” dedi.

Bir savaştı, Allah! Allah!
Su: “Allahuekber” dedi.

Toprak ölüme taş iken,

Taş ecele: “mermer” dedi.

Duyamadım bir Mehmetçik,
Yüz düşmana neler dedi.

Dağlar dağ oldu bir daha,
Sömürgene: “yeter!” dedi. 

 

GAZİLER

 

Geceler boyu sınır bekledi,

Kimi kol, kimi bacak verdi,

Her şartta düşmanı yendi,

Sılasına, anasına döndü Gaziler.

 

Vatan sevdasıyla dolup taştılar,

Dağları, tepeleri aştılar,

Sonunda baba ile kucaklaştılar,

Sılasına, anasına döndü Gaziler.

 

Çağırsan cepheye hiç durmaz koşar,

Vatan, millet, bayrak dedikçe coşar,

Şehit kalpte, Gazi gönülde yaşar,

Sılasına, anasına döndü Gaziler.

 

GAZİLER GÜNÜ

 

Bu vatan uğrunda can verenlere,

Şehit derler şehit, bilin çocuklar!

Savaşa katılıp da ölmeyenlere,

Gazi derler gazi, bilin çocuklar!

 

Doğuda, batıda birçok cephede

Atatürk komutandı, hem de en önde.

Gazilik unvanı verildi, mecliste.

19 Eylül 21’ de, bilin çocuklar!

 

Bu gün 19 Eylül “Gaziler Günü”

Tarihten ders al, unutma dünü!

Gazi Atatürk’ün bize öğüdü;

“Ya istiklal ya ölüm!” bilin çocuklar!

 

 

GAZİLERİN GÖZYAŞI

 

Özgürce yaşadığımız bu topraklarda,

Şehidin kanı, gazinin gözyaşı var.

Üstümüzde dalgalanan al bayrakta,

Şehidin kanı, gazinin gözyaşı var.

 

Dedem Çanakkale’de, babam Kıbrıs’ta,

Ağabeyim vatan bekler sınırda,

Kollar, bacaklar verdiler bu yurda,

Her bedende gazinin gözyaşı var.

 

Gazilerden öğrendik savaş destanlarını,

Doğunun, batının zafer meydanlarını,

Kutlayalım içtenlikle, “Gazi Haftalarını”

Çünkü onlara, özgürlük borcumuz var.

 

MEHMETÇİK

Tarlada rençper,
Sınırda asker,
Tunç gibi gezer,
Aslan Mehmetçik.

Doyuranım o,
Koruyanım o,
Benim canım o,
Aslan Mehmetçik.

Anası vatan
Babası vatan
Kalplerde yatan
Aslan Mehmetçik

Yeldir aşar o,
Seldir taşar o,
Ölmez, yaşar o,
Aslan Mehmetçik.

    

İSTİKLAL ORDUSU ŞEHİTLERİNE

Düne kadar en vakur ölümlere güldünüz,
Bugün bütün milletin gönlüne gömüldünüz,
Rahat rahat uyuyun son aşiyanınızda.

Artık ne gözünüzde köy dönmek emeli,
Ne yaranızı saran ince bir kadın eli,
Belki arkanızda yok bir ağlayanınız da.

Varsın dolu bulunsun bin elemle göğsünüz;
Siz, Tanrı’nı n övdüğü kullardan büyüksünüz;
Zemzem kutsiyeti var her damla kanınızda.

Fani akislerini kaybeden sesleriniz.
En mağrur alınlara diyebilirler: Eğil!
Edebiyyet en küçük payedir yanınızda.

Çünkü hürriyet için söndü nefesleriniz,
Yâdınıza yabancı badiyelerde değil,
Ana vatanınızda, ana vatanınızda…

                   

MUSTAFA KEMALLERCE

Atılıyorduk kâfire,
Hepimizin bir yanı hilal gibi.
Bir göz vardı üstümüzde göklerden.
Mustafa Kemal gibi!

Savaşırken yaşamak,
Anam sütü kadar helal gibi,
Ölüm hem büyüktü hem kolaydı,
Mustafa Kemal gibi!

Atlıyorduk bir devre.
Tarihten süzülmüş bir hal gibi;
Hepimiz, hepimiz,
Mustafa Kemal gibi!

     

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Yorum yazmak için giriş yapmalısın

  • Kategori Seçin