Page 26 - TATİL 4. SINIF son vers
P. 26
ÇAM AĞACI
4. gün
Zamanlardan eski zamanlarda, büyük bir ormanda bir çam
ağacı varmış. Hani şu yaprakları diken diken olan ama güzel kokan
çamdan. Yalnız bu çam ağacı halinden hiç memnun değilmiş. “Öteki
ağaçların ne güzel kocaman kocaman yaprakları var. Benimkiler ise
diken diken, kuşlar bile konmaya korkar,” diyormuş. Öteki ağaçlardan
bir ayrıcalığım olsa ormandaki ağaçlar ve hayvanlar beni fark etseler
ne iyi olur.”
Masal bu ya Orman Perisi ağacın isteğini duymuş. Gelmiş sormuş, “Söyle bakalım nasıl
ÖRNEK
yapraklar istersin?” demiş.
Çam ağacı da, “Ah! Şöyle pırıl pırıl parlasın, cam gibi parlak olsun. Uzaklardan görül-
sün.” demiş.
Peri değneğini oynatmış ve bizim çam baştan aşağı kristal yapraklarla donanmış. Işıl ışıl
olmuş bir anda. Çevredekiler hayran kalmışlar. Ağacın keyfine diyecek yokmuş, ama uzun sür-
memiş bu keyif. Bir gece fırtına çıkmış. Rüzgarın şiddeti ile birbirine çarpan yaprakların hepsi
kırılmış. Tabii o yılı öyle yapraksız geçirmiş ağaç.
Ertesi yıl peri yine gelmiş. Olanları görünce bu
kez gümüşten yapraklar vermiş ağaca. Ağaç gene
pırıl pırıl olmuş herkes ona imreniyormuş. Ama gü-
müşten yaprağı olduğunu duyan gelmiş bir yaprak
almış. Kısa zamanda ağaç gene yapraksız kalmış.
Üçüncü gelişinde ağaç, Periye, “Ne olur yaprakla-
rım gerçek yaprağa benzesin ama güzel de koksun.”
demiş. Peri de bir koku vermiş çama, ormanın taa
öteki ucundan duyulmuş. Keçiler, kuşlar hepsi almış
kokuyu. Gelip yemişler bu güzel kokulu yaprakları.
Bizim çam ağacı gene yapraksız geçirmiş koca kışı.
Ağaç sonunda gösterişten vazgeçmiş. Periye son
kez yalvarmış. Eski yapraklarını istemiş. “Diken diken
olsunlar ama üstümde dursunlar,” demiş. Peri de
sihirli değneğini sallamış ve eski yapraklarını vermiş.
O günden beri çamlar yapraklarını dökmeden kışı
geçirirmiş.
Hans Christian Andersen
26