Page 149 - TÜRKÇE 3. SINIF
P. 149
AÇ GÖZLÜ ASLAN
Aslan her gün olduğu gibi ormanda dolaşmaya
çıkmış. Arada bir kükreyerek etrafta bulunan
hayvanları korkutup kaçırıyormuş. Bundan bü-
yük bir zevk duyuyormuş. Kendi kendine, ben
ne heybetli bir hayvanım herkes benden kor-
kuyor, diye söyleniyormuş. Ormanda dolaşırken
karnı yavaş yavaş acıkmaya başlamış. Akşama
daha çok var. Nasılsa karnımı doyuracak bir av
bulurum, diye düşünmüş. Ormanda dolaşmaya
devam etmiş. Dolaşırken ilk olarak karşısına bir ceylan yavrusu çıkmış. Epey bir mücadelenin
ardından ceylan yavrusunu yakalamış. Ceylan yavrusu, aslana yalvarmaya başlamış. “Ben daha
küçücüğüm. Senin dişinin kovuğunu bile doldurmam. Senin gibi heybetli bir krala daha büyük
avlar layık.” demiş. Aslan daha büyük bir av bulurum ümidiyle ceylan yavrusunu bırakmış.
Aslan bir ara susadığını hissetmiş. Su içmek için yakınlarında bulunan nehre doğru hareket
etmiş. Nehrin kıyısında su içmekte olan yaşlı bir yaban öküzü görmüş. Aslan, yaban öküzünü tam
yakalamak üzereyken etraftan toplanan yaban öküzleri
boynuzları ile aslana saldırmışlar. Bakmış ki kendi canı
tehlikede hızlıca oradan ayrılmış. Ayrılmış ama, karnı da
epeyce acıkmış. Açlıktan yorgun ve bitkin düşmüş. Bir an
önce yiyecek bir şeyler bulmalıyım, diye aklından geçir-
miş. Akşam olmak üzereyken bir zürafayla karşılaşmış.
Boylu poslu, bu tam ağzıma layık bir av, diye düşünmüş.
Sinsice yaklaşmış zürafaya. Yakalamak için atlamış züra-
fanın bacaklarına. Atlamasıyla tekmeyi yemesi bir olmuş.
Zavallı aslan, oracıkta bayılmış. Kendine geldiğinde her
tarafın karardığını görmüş.
Aç ve bitkin bir halde kendi kendine “Aaah, senin
neyine! Azla yetinmedin, çoğu da bulamadın. Çoğa göz
dikerken az daha kendi canından olacaktın. Bu, bana
ders olsun.” demiş.
149