Page 21 - TÜRKÇE 4. SINIF
P. 21
Okuma - Anlama Adı: ....................... Soyadı: ...........................
KAVANOZDAKİ TAŞLAR
Zamanın iyi ve üretken olarak kullanımı konusunda zaman zaman kurslar
düzenleniyor. İşte bu kurslardan birinde zaman kullanma uzmanı öğretmen, çoğu
hızlı mesleklerde çalışan öğrencilerine, “Haydi, küçük bir deney yapalım.” demiş.
Masanın üzerine kocaman bir kavanoz koymuş. Sonra bir torbadan irice kaya
parçaları çıkarmış, dikkatle üst üste koyarak kavanozun içine yerleştirmiş. Kavanozda
taş parçası için yer kalmayınca sormuş, “Kavanoz doldu mu?” Sınıftaki herkes, “Evet,
doldu.” yanıtını vermiş.
“Demek doldu ha!” demiş hoca. Hemen eğilip bir kova küçük çakıl taşı çıkartmış,
kavanozun tepesine dökmüş. Kavanozu eline alıp sallamış, küçük parçalar büyük
taşların sağına soluna yerleşmişler. Yeniden sormuş öğrencilerine, “Kavanoz doldu
mu?”
İşin sanıldığı kadar basit olmadığını sezmiş olan öğrenciler, “Hayır, tam da
dolmuş sayılma.” demişler.
“Aferin!” demiş zaman kullanım hocası. Masanın altından bu kez de bir kova
dolusu kum çıkartmış. Kumu kaya parçaları ve küçük taşların arasındaki bölgeler
tümüyle doluncaya kadar dökmüş. Ve sormuş yeniden, “Kavanoz doldu mu?”
“Hayır, dolmadı!” diye bağırmış öğrenciler.
Yine “Aferin!” demiş hoca. Bir sürahi su çıkarıp kavanozun içine dökmeye baş-
lamış. Sormuş sonra, “Bu gördüklerinizden nasıl bir ders çıkardınız?”
Atılgan bir öğrenci hemen fırlamış,
‘”Şu dersi çıkarttık. Günlük iş programınız ne kadar dolu olursa olsun, her
zaman yeni işler için zaman bulabilirsiniz.”
“O da doğru; ama” demiş zaman kullanma hocası, “çıkartılması gereken asıl
ders şu: Eğer büyük taş parçalarını baştan kavanoza koymazsanız daha sonra asla
koyamazsınız.”
Ve ardından herkesin kendi kendisine sorması gereken soruyu sormuş:
“Hayatınızdaki büyük taş parçaları hangileri? Onları ilk iş olarak kavanoza
koyuyor musunuz?
Yoksa kavanozu kumlarla ve suyla doldurup büyük parçalarını dışarıda mı
bırakıyorsunuz?”
21