Page 127 - TÜRKÇE 3. SINIF
P. 127
TAHTA ÇANAKLAR
Oğlu, gelini ve dört yaşındaki torunuyla yaşayan bir adam vardı. Elleri titriyor, gözleri
eskisi kadar iyi görmüyor, yürürken sendeliyordu. Yemek zamanı geldiğinde aile masaya birlikte
otururdu. Fakat yaşlı adamın titreyen elleri, bulanık gören gözleri yemeği işkenceye dönüştürü-
yordu. Bezelyeler kaşığından yere yuvarlanıyor, bardağı tuttuğunda süt masa örtüsüne sıçrıyor-
du.
Oğlu ve gelini bu durumdan rahatsız olmaya başlamışlardı. Köşeye küçük bir masa yer-
leştirdiler. Ailenin geri kalanları yemeklerinin tadını çıkarırken, büyük baba bu küçük masada tek
başına yiyordu.
Zaman içinde bir iki tabak kırmasının ardından, büyükbabaya yemekleri tahta tabakta
verilmeye başlandı. Böyle yalnız başına yemek yerken yaşlı adama göz attıklarında onu sessizce
ağlarken buluyorlardı.
Ailenin en küçük ferdi ise bütün bunları sessizce izliyordu. Bir öğleden sonra babası, küçük
oğlunu tahta parçalarıyla uğraşırken buldu. Tatlı bir sesle ona ne yaptığını sordu.
- Sana ve anneme, ben büyüdüğümde kullanmanız için tahta çanaklar yapıyorum, diye cevap
verdi.
Bu sözler anne ve babayı
öyle etkiledi ki, bir süre gözlerin-
den süzülen yaşlarla sessizliklerini
korudular. Her ikisi de yapmaları
gerekeni biliyordu. O akşamdan
itibaren büyük baba yeniden ai-
lesiyle aynı masada yemeğini yedi.
Ne oğlu, ne de gelini düşen be-
zelyeleri, ıslanan masa örtüsünü,
ÖRNEK
dökülen sütü dert etti.
OKUDUĞUMUZU ANLADIK MI?
1 Yaşlı adamın gözleri nasıl bir görünümü vardı?
2 Aile, ne zaman masaya oturuyor?
3 Yaşlı adam için neden ayrı masa hazırlanmaktadır?
4 Yaşlı adama niçin tahta çanaklarla yemek verilmiştir?
127