Page 141 - TÜRLÇE 2. SINIF KİTABI
P. 141

AĞAÇTAKİ BALON


                Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ediyordu. Baloncu dinlenmek için

           durakladığında o da duruyor ve sonra yine takibe koyuluyordu. Bir ara adamın ken-

           disine baktığını fark ederek ona doğru yaklaştı ve bütün cesaretini toplayarak:

           - Baloncu  amca,  dedi.  Biliyor musun  benim  hiç balonum olmadı.

           Adam çocuğu şöyle bir süzdükten sonra:

           - Paran var mı?


           - Bayramda vardı. Önümüzdeki bayram yine olacak.

           - Öyleyse bayramda gel.  Acelem yok, ben beklerim.

              Çocuk sessizce geri döndü. O ana kadar balonlardan ayırmadığı gözleri dolu dolu

           olmuş, yürümeye bile mecali kalmamıştı. Bir kaç adım attıktan sonra elinde olmadan

           geriye baktığında, gözlerine inanamadı.


               Balonlar,  her  nasılsa  adamın  elinden  kurtulmuş  ve  yol  kenarında-

           ki  büyük  bir  akasya  ağacının  dallarına  takılmıştı.  Çocuk,  olup  biten-

           leri  büyük  bir  merakla  takip  ederken,  baloncu  ona  doğru  dönerek:

           - Küçük, diye seslendi. Balonları ağaçtan kurtarırsan birini sana veririm.

              Yapılan teklif, yavrucağın aklını başından almıştı. Ayakkabılarını aceleyle fırlatıp

           tırmanmaya başladı. Hedefine adım adım yaklaşırken duyduğu heyecan,  bacakla-
                                 ÖRNEK
           rını kanatan akasya dikenlerinin acısını hissettirmiyordu. Sincap çevikliğiyle balonla-

           ra ulaştığında  bir müddet onları seyretti ve dallara dolanan ipi çözerek balon-

           cuya  sarkıttı.  Ancak  balonlardan  birisi  iyice  sıkıştığından  diğerlerinden  ayrılmış  ve

           ağaçta kalmıştı. Çocuk onu kurtarmaya kalkışsa, dikenlerden patlayacağını çok iyi

           biliyordu.  İster  istemez  balonu  yerinde  bırakıp    aşağıya  indi  ve  adama  dönerek:


           - Birini bana verecektiniz, dedi. Hangisi o? Adam elinin tersiyle burnunu sildikten

           sonra:

           - Seninki ağaçta kaldı evlat, dedi. İstersen çık al.

               Çocuk bu sefer ayakta bile duramadı. Kaldırım kenarına oturup baloncunun

           uzaklaşmasını bekledikten sonra, dallar arasında parlayan balona uzun uzun bakarak:


           “Olsun”, diye mırıldandı. “Olsun, ağacın üzerinde kalsa da, bir balonum var ya artık.”



                                                                                                              141
   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146